Finlandiya’nın en büyük bağımsız varlık yöneticisi olan Evli Group’un Türkiye övgüsü

Necla DALAN

Terra Nova Capital, 20 milyar dolarlık varlık ile Finlandiya’nın en büyük bağımsız varlık yöneticisi olan Evli Group’un bir kesimi. Küme, Asya, Orta Doğu, Latin Amerika, Afrika ve Doğu Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelerin borsalarında süreç gören, yüksek büyüme potansiyeli olan şirketlere yatırım yapıyor. Terra Nova’nın portföyünde Türkiye’den de şirketler var. Ve bu şirketlerin payları son 12 ayda iki katından fazla pahalandı.

Terra Nova Capital’in Yönetici Ortağı Burton Flynn ve Kıdemli Yatırım Uzmanı Ivan Nechunaev geçen hafta Türkiye’deydi. Pegasus Havayolları ile Helsinki’den İstanbul’a uçan iki isim, portföylerindeki Desa, Eskort Teknoloji, Ünlü&Co. ile Orge Elektrik Taahhüt’ü ziyaret etti. Desa’da kurucu Melih Çelet ve CEO Burak Çelet ile, Escort’ta kurucu ve lider İbrahim Özer ile, Orge’de Yönetim Kurulu Lideri Nevhan Gündüz ile, Ünlü&Co’da Yönetim Kurulu Lideri Mahmut Ünlü ile buluştular.

Borsa İstanbul’a gidip gong çalan, şaşlık yiyip ayran içen ikili, turist üzere Desa’nın İstanbul’daki mağazalarını da gezdi. Bu ziyaretlerin ayrıntılarını ise şirketin web sitesinde “Türkiye’yi seviyoruz: Payların ikiye katlandığı cennete bir yolculuk” başlığıyla yazdılar.

DESA, FONUN TÜM VAKİTLERİN EN YETERLİ PERFORMANSINI GÖSTEREN 10 ŞİRKET ARASINDA

İşte o yazıdan kimi kısımlar:

• Bu seyahatteki birinci portföy şirketi toplantımız, ikonik batı moda meskenleri için lüks çantalar üreten, Türkiye’de Samsonite eserleri satan ve kendi markası altında düzinelerce perakende mağazası işleten 250 milyon dolarlık bir deri eserleri üreticisinin -fonun tüm vakitlerin en yeterli performans gösteren birinci 10 şirketinden biri- yönetim kurulu lideri ve CEO’su ile oldu. Şirket geçen yıl İtalya’da lüks eserler üretmek üzere bir fabrika açtı; bu İtalyan fabrikası şu ana kadar büyük bir muvaffakiyet elde etti ve şirketin inanç, kalite ve verimlilik konusundaki uzun yıllara dayanan prestijinden etkilenen bir dizi global lüks marka kapısını çalıp iş birliği talebinde bulundu.

“TÜRK ÇANTA PORTFÖYÜMÜZÜ ÇEŞİTLENDİRDİK”

• Durum tespitimizin bir modülü olarak, bu seyahatimizde klasik turist kıyafetlerimizle şirketin İstanbul’un en işlek bölgesindeki markalı perakende mağazalarına ve İstanbul Havalimanı’ndaki hem iç hem de dış çizgiler terminallerindeki Samsonite mağazalarına habersiz ziyaretler yaptık ve işçinin güler yüzlülüğünden ve eserlerin kalitesinden büsbütün şad kaldık. Son iki yıldır dünyanın dört bir yanında bu şirket tarafından üretilen siyah çantalarımızı taşımaktan keyif aldığımız için bu seyahatimizde Türk çanta portföyümüzü çeşitlendirdik ve kendimize şirket tarafından sürdürülebilir Norveç derisinden üretilen bir çift yeni -bu sefer kahverengi- çanta aldık. Bize nazaran lüks İtalyan çantalarıyla -ki zati bu Türk firması tarafından üretiliyor- kolaylıkla rekabet edebilen tasarım ve kalitelerinden daha memnun olamazdık.

TÜRKİYE’NİN BİLL GATES’İ OLARAK NİTELENDİRİLİYORDU

• Bu seyahatteki ikinci portföy şirketi toplantımız, Türkiye’nin en umut verici 60 start-up’ından oluşan bir portföyü yöneten 150 milyon dolarlık bir teknoloji firmasının CEO’su ile oldu. Türkiye’de yüksek kaliteli teknik eğitim almış pek çok genç insan pek çok yeni teknoloji işi kuruyor, lakin bu işlerin hayata geçmesine yardımcı olacak kâfi sermaye yok ve bu şirket erken evre yatırım sağlayarak finansman boşluğunu dolduruyor. Şirket son derece uygun bir performans sergiliyor ve karları son üç yılın her birinde iki kattan fazla arttı. Şirketin başarılı teşebbüslerinin kıymet kazanması sayesinde şirketin yararlarının en azından önümüzdeki birkaç yıl boyunca ikiye katlanmaya devam edeceğini varsayım ediyoruz.

• Şirket otuz yılı aşkın bir mühlet evvel bir bilgisayar ticareti şirketi olarak kuruldu ve Türkiye’deki pek çok yatırımcı şirketi hala bir “bilgisayar şirketi” olarak görüyor. Bundan 20 yıl evvel “Türkiye’nin Bill Gates’i” olarak anılan CEO, yatırımcılara sabırla şirketin isminin değişmediğini fakat iş tabiatının değiştiğini anlatıyor.

SON 10 YILDA ÜÇ KEZ YATIRIM YAPTI

• Bu seyahatteki üçüncü portföy şirketi görüşmemiz, tüm vakitlerin en âlâ performans gösteren birinci 10 şirketinden biri olan 200 milyon dolarlık bir elektrik ve yenilenebilir güç hizmetleri şirketinin CEO ve CFO’su ile oldu: fon bu şirkete son 10 yılda üç kere yatırım yaptı ve her seferinde pay senedi fiyatı birinci 12 ayda iki kattan fazla arttı. Şirketin idaresi son derece teşebbüsçü, asla statükoyla yetinmiyor ve her vakit büyümenin yollarını araştırıyor.

• Şirketin ana iş kolu olan elektrik taahhüt işleri son derece düzgün gidiyor: geçtiğimiz yıl çok sayıda büyük proje aldı ve bunun sonucunda birikmiş iş hacmi yaklaşık yüzde 250 oranında arttı. Bir yatırımcı tarafından yorumlanması en kolay kâr göstergesi olan bu rekor seviyedeki birikmiş iş hacmi, önümüzdeki 12-24 ay içinde rekor seviyede yüksek kar manasına geliyor.

• Ofis toplantımız giderek bir et yemeğine dönüştü; burada idaresi iş stratejileri konusunda sıkıştırmaya devam ederken tıpkı vakitte ızgara şaşlık ve öbür etli lezzetlerin yanı sıra lokal sütlü içecek ayranı da tıka basa yedik.

• Bu seyahatteki son şirket görüşmemiz 100 milyon dolarlık çeşitlendirilmiş bir yatırım bankacılığı firmasının kurucu CEO’su ile oldu. Bu şirket, Türkiye’nin birleşme ve satın alma ve halka arz şampiyonu olmasının yanı sıra, yabancı yatırımcıların tercih ettiği bir broker, süratle büyüyen bir varlık idaresi kısmına sahip ve problemli kredi kesiminde faal bir oyuncu.

ÇİFTE ÇIKAR SAĞLAMA FIRSATI VAR

• Firma, üç haneli enflasyon ve dünyadaki en düşük gerçek faiz oranlarıyla sonuçlanan para ve maliye siyasetindeki alışılmışın dışında geçen yılların akabinde Türk maliye bakanının enflasyonu düşürmeyi ve lokal para ünitesini istikrara kavuşturmayı amaçlayan ekonomik olağanlaşma siyasetinden faydalanmaya devam ediyor. Düzgün bir formda uygulanması halinde, yeni ekonomik gündem hem lokal birleşme ve satın alma faaliyetlerini canlandırabilir hem de yabancı yatırım akışını Türkiye’ye çekebilir; bu da yıllarca süren güçlü mahallî birleşme ve satın alma ortamının ve büyük yabancı yatırımcı akışının eksikliğinin akabinde şirkete ikili çıkar sağlar.

“BORSA İSTANBUL YÖNETİCİLERİNE ŞÜKRANLARIMIZI SUNDUK”

• Dört aydınlatıcı şirket toplantısından sonra, Türkiye’nin tüm çoklu hanelerin sihrinin gerçekleştiği borsası olan Borsa İstanbul’da gongu çalmak için katiyetle heyecanlıydık. Borsa İstanbul’un genel müdür yardımcısı ve iki üst seviye yöneticisine, fonumuzun Türk pay senetlerini alıp satabilmesi ve süreçleri son derece verimli bir biçimde gerçekleştirebilmesi için çağdaş ve yüksek teknolojili bir pazar yeri sağladıkları için şükranlarımızı sunduk.
• Türkiye’yi daima ikiye katlanan pay senetleri için sevdiğimizi söylemiştik. Borsa İstanbul’daki küçük, likit, ucuz, büyüyen, yüksek kaliteli şirketlerin bolluğu, burayı bizim için bir pay senedi toplama heyecanı ve bir multibagger cenneti haline getiriyor.

“YEMEKLERİ VE AKABİNDE İKRAM EDİLEN FİYATSIZ ÇAYI SEVİYORUZ”

• Ancak Türkiye’yi diğer birçok nedenden ötürü da seviyoruz.
• İstanbul’u eşsiz doğal ve tarihi hoşluğu için seviyoruz. Bizim kitabımıza nazaran dünyanın en hoş kentlerinden biri (Cape Town ile birinciliği paylaşıyor).
• Dünya standartlarında yöneticiler ve etkileyici işler yürüten üst seviye entelektüellerle tanışmayı ve onlardan bir şeyler öğrenmeyi seviyoruz. Ayrıyeten, günlük koşuşturmanın tüm zorluklarına karşın dirençli bir tavırla sıkı çalışmaya devam eden sıradan insanları da seviyoruz.
• Lezzetli Türk yemeklerini ve Türk kahvesini ve doğal ki her yemeğin yanında ikram edilen fiyatsız Türk çayını da seviyoruz.
• Belki de bu yüzden Türkiye fonumuzun en çok ziyaret ettiği pazar: 2013’ten bu yana ülkeye 20’den fazla seyahat gerçekleştirdik. Daha birçok memnun geri dönüşlere!

patronlardunyasi.com