TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’tan enflasyon açıklamaları

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) toplantısı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, YİK başkanlık misyonunu Tuncay Özilhan’dan devraldıktan sonra tüzüğü bir defa daha dikkatle okuduğunu ve tüzüğün, Konsey’in en önemli vazifesini, “Türk sanayi ve iş hayatının genel gidişi ve meselelerini gözden geçirmek ve uzun vadeli önlemlere ışık tutmak” halinde tanımladığını lisana getirdi.

ÜLKE OLARAK DEĞİŞİMİ KAÇIRMAYALIM

TÜSİAD’ın tüzüğünden aldığı güçle 53 yıldır Türkiye’nin menfaati için uğraştığını belirten Aras, “Gönüllülük aslına dayanan TÜSİAD ülke kalkınmasının gerektirdiği her mevzuyu gündemine alır, çalışır, görüş belirtir, siyaset önerir ancak siyaset yapmaz.” dedi.

Konuşmasının başlığını “ülke olarak değişimi kaçırmayalım” olarak belirlediğini aktaran Aras, geleceği de düşünerek adım atabilmek için süratle değişen dünyanın uygun anlaşılması gerektiğini kaydetti.

Dünyadaki değişimin “iklim, demografi, jeopolitik ve teknoloji” olmak üzere 4 ana başlık altında toplanabileceğini belirten Aras, yeşil dönüşüme hassas olunması gerektiğini, Türkiye’de nüfusun giderek yaşlandığını, tarım yerlerinin azaldığını lisana getirdi.

BEYİN GÖÇÜ VURGUSU YAPTI

Dünyada göçmen sayısının süratle arttığına dikkati çeken Aras, “Nitelikli emeğin kıymetinin son derece arttığı günümüzde pek çok ülke nitelikli göç programları oluşturarak yetenekli bireyleri kendine çekmeye çalışıyor. Türkiye ise yetiştirdiği nitelikli gençleri diğer ülkelere kaptırıyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin dünyada en çok göç alan iki ülkeden biri olduğunu aktaran Aras, “Beyin göçünü bilakis çevirmeli ve göçmen siyasetimizi lehimize geliştirmeliyiz. Demografik değişimi âlâ yönetmeliyiz. Değişimin sıhhat, istihdam, eğitim, toplumsal güvenlik, toplumsal yapı üzere alanlarda yaratacağı tesirlere hazırlıklı olmalıyız. Ayrıyeten, demokratik değişimin sektörel tesirlerini belirlemeli, ona nazaran tahliller üretmeliyiz.” dedi.

İSRAİL’İN İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARI MAALESEF DURDURULAMIYOR

Ömer Aras, bugün global sistemin hem ekonomik hem siyasi hem de yönetişim açısından önemli bir krizden geçtiğine işaret ederek, “Çatışma ve savaş her yere yayılmış durumda. Dünya üzerinde yaşayan her 6 şahıstan biri etkin çatışma olan bir bölgede yaşıyor. Global yönetişimdeki krizin son halkası Gazze’de sergileniyor. Memleketler arası sistem, İsrail’in insanlık dışı uygulamalarını durdurmaya maalesef muvaffak olamıyor. Fizikî çatışmanın yanı sıra küreselleşme de sorgulanır hale geldi. Müdafaacı tedbirlerde önemli artış var.” değerlendirmesinde bulundu.

Teknoloji alanındaki değişime de değinen Aras, başta üretken, yapay zeka ve sentetik biyoloji olmak üzere yeni kuşak teknolojilerin çabucak her alanı çok derin etkilediğini anlattı.

Aras, “Batı borsalarındaki teknoloji odaklı şirketlerde oluşan bedel yaratma rüzgarını maalesef Borsa İstanbul’da görmüyoruz. Hayatımızın her istikametini etkileyen siyasi ve ekonomik gücün el değiştirilmesine neden olan teknolojik değişimi kaçırmamalıyız.” dedi.

YENİ SİYASETLER ÜRETMELİ VE UYGULAMALIYIZ

Ömer Aras, 4 başlıkla özetlediği kelam konusu değişimi kaçırmamak için yapılması gerekenlere ait, “Ön yargılarımızdan kurtulup yeni siyasetler üretmeli ve uygulamalıyız. Güçlü ve sağlam bir iktisat, toplum ve ülke yaratmak için farklı yapmamız gerekenleri 4 adımla özetleyebilirim. Bir, hukukun üstünlüğü. İki, eğitim ve liyakat. Üç, teknoloji üretmek ve inovasyon. Dört, verimlilik ve ihracata dayalı ekonomik büyüme modelidir.” tabirlerini kullandı.

İlk sırada hukukun üstünlüğünün yer aldığına dikkati çeken Aras, güçlü ve sağlam kurumlar inşa edilmesi ve kurumların bağımsızlığının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Aras, “Son vakitlerde Anayasa Mahkemesi ile ilgili tartışmaların gündeme geldiğini üzülerek görüyoruz. Bütün kanunların üzerinde olan anayasanın üstünlüğü unsurundan asla taviz vermemeliyiz.” diye konuştu.

EĞİTİM EN KIYMETLİ MESELEMİZ

TÜSİAD olarak eğitimi en değerli problemleri olarak gördüklerini lisana getiren Aras, mayıs ayında açıklanan yeni maarif modelini ülkeyi geleceğe hazırlama kapasitesinde görmediklerini söyledi.

Üretken yapay zeka üzere yeni teknolojilerin hayata yeni eserler, uygulamalar getireceğine dikkati çeken Aras, “Eskileri radikal biçimde değiştirecek ve verimlilikte muazzam bir artış yaratacak. Yaklaşık iki ay evvel piyasaya çıkan Chat GPT 4o’nun sergilediği beşere misal bağlantı uygulamaları üzere örnekler hepimizi şaşırtıyor ve heyecanlandırıyor. Üretken yapay zeka daha 18 aylık, 18 yaşına gelince kim bilir neler yapacak? Teknolojik değişim dalgasını bu sefer kaçırmayalım.” dedi.

MAKROEKONOMİK İSTİKRAR DOĞRULTUSUNDA KIYMETLİ BİR ARALIK ALDIK

Ekonomi programına da değinen Aras, şunları kaydetti:

“Ekonomi idaresinde geçtiğimiz haziran ayında Sayın Bakanımızın göreve gelişiyle birlikte meydana gelen değişiklikten sonra makroekonomik istikrar doğrultusunda kıymetli bir uzaklık aldık. Daima belirttiğimiz üzere enflasyon, en değerli ekonomik ve toplumsal yıkım yaratan sorun. Bu bahiste yapılmış olan tüm ihtarlara karşın rasyonel temelin dışına çıkan siyasetler yüksek enflasyon olarak ağır bir bedel yarattı. Yüksek enflasyon halkın satın alma gücünü düşürdü, gelir adaletsizliğini artırdı ayrıyeten, piyasa ahlakını zedeledi. Hem enflasyonla kararlılıkla uğraş edilmesi hem de bu hasarların telafi edilmesi gerekiyor.”

ENFLASYONU KALICI OLARAK DÜŞÜK DÜZEYLERE ÇEKMEK UZUN VE SIKINTI BİR SÜREÇ

Türkiye iktisadının verimliliğe dayalı büyüme modeline geçmesinin kaide olduğunu vurgulayan Aras, şöyle devam etti:

“​​​​​​​Enflasyonu kalıcı olarak düşük düzeylere çekmenin uzun ve güç bir süreç olduğunu biliyoruz ve sürecin istikrarla yürütülmesinin ehemmiyetini vurguluyoruz. Para siyaseti gerçek bir yere oturtulurken, maliye siyasetinin da dezenflasyon sürecine takviye vermesi gerekiyor. Kayıt dışı iktisatla çabayı etkinleştirmeli, vergi kontrol ve tahsilatını artırmalıyız. Vergi vermeyenlerden vergi almalıyız. Hiç elbet, sıkı para ve maliye siyasetleri enflasyonu düşürmek için koşul olsa da kâfi değil. Yapısal ıslahatları da gündeme almak gerekiyor. Rekabetçi, kural bazlı, muteber, öngörülebilir bir iktisat yaratmak konusunda gereksinim duyduğumuz yapısal ıslahat gündemi için AB ile Gümrük Birliği muahedesinin güncellenmesi çok değerli bir çıpa fonksiyonu görecektir. Gümrük Birliği’nin yeşil ve dijital dönüşüm siyasetlerini içerecek formda modernizasyonu, Türkiye ile AB ortasında mevzuat yakınsamasını beraberinde getirecek ve Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır.”

patronlardunyasi.com