Savunma Sanayi Başkanı Görgün: 2023’de sanayi ihracatımız 5.5 milyar dolara ulaştı

Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, “Savunma ve Havacılık Sanayiinde Global Stratejiler Konferansı”nda yaptığı konuşmada, milletlerarası bağlar siyasi, ekonomik, askeri ve teknolojik münasebetlerden oluşan dört sütunlu bir yapı olarak düşünülürse bu mevzuların kesişim noktasında savunma sanayiinin bulunduğunu belirtti.

SAVUNMA ENDÜSTRİNİN FAALİYET ALANI GENİŞLEDİ

Küresel gelişmelerin savunma sanayiinin faaliyet alanını gitgide genişlettiğine dikkati çeken Görgün, memleketler arası siyasetin klasik aktörü olan devletler ve memleketler arası kuruluşlara, çok uluslu şirketler, lobiler, sivil toplum kuruluşları, terör ve hata şebekelerinin de eklendiğini kaydetti.

Görgün, bütün bunlara dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler de eklendiğinde tehditlerin ve bunlarla baş etme prosedürlerinin daima bir yarış içerisinde olduğu bir dünyayla karşı karşıya kaldıklarını anlatarak, salgın periyodu ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın savunma sanayiinin muharebe alanıyla hudutlu kalamayacağını, besin güvenliği, halk sıhhati üzere kavramlardan da başka düşünülemeyeceğini gösterdiğini vurguladı.

Son devirde bölgedeki savaşlar, terör tehditleri, hudut güvenliği ve mülteci akımları üzere gelişmelerin savunma sanayiini kamuoyunda öne çıkan bir kavram haline taşıdığını aktaran Görgün, “Rusya-Ukrayna savaşı, NATO’nun ve Avrupa’nın adeta unutmaya başladığı konvansiyonel tehditleri tekrar gündeme getirmiştir. Dünyada Ukrayna dışında da 56 ülkede 2022 yılı itibariyle silahlı çatışma yaşandı. Bunların üçünde Ukrayna, Myanmar ve Nijerya’da 10 binin üzerinde ömrün yitirildiğini görüyoruz.” dedi.

Görgün, Vilnus Tepesi’nde müttefik ülkelerin Rusya-Ukrayna savaşından çıkan dersler ışığında NATO’nun savunma sanayii alanında karşılaştığı meselelere yönelik çok kıymetli bir bildirge üzerinde anlaştığının altını çizerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Bu bildirgeyle savaş iktisadı mantığına süratle geçiş yapabilmek amaçlandı. Mühimmat ve başka kritik eserlerin üretiminde hız ve kapasiteyi artırma ve savunma teçhizatının birlikte çalışabilirliğini hedefleyen Savunma Üretimi Hareket Planı üzerinde mutabık kılındı. NATO müttefikleri, Ukrayna’da alandan Rusya üzere bir konvansiyonel tehdit karşısında sıcak çatışma ortamında gereksinimlerin süratlice üretilip teslim edileceği bir savunma sanayii kapasitesinin tesisi, savunma üretim zincirlerinin bilhassa müttefikler ortasında işbirliğinin geliştirilmesi suretiyle hızlandırılması, müttefiklerin NATO standartlarında ürettikleri ekipman ve mühimmatın birbiriyle çalışabilirliğinin geliştirilmesi üzere 3 değerli ders çıkarttı.”

TÜRK FİRMALARA NATO İHALELERİNE İŞTİRAK ÖNERİSİ

Savunma sanayi alt yapısının yalnızca Türkiye’nin değil müttefiklerinin de gereksinimlerine yetişecek halde daha da büyüme muhtaçlığı ve fırsatı ile karşı karşıya olduğuna işaret eden Görgün, “NATO ülkelerinin yüzde ikilik orandaki taahhüdünün, savunma bütçelerinde çok büyük artışlara neden olacağı aşikardır. Bu da standartlarında üretim yaptığımız NATO üyeleri ve iştirakleriyle birlikte 50 ülkelik büyük ve global bir pazara dönüştürmektedir. Bizim için de bilhassa teknolojisi gelişmiş Avrupa ülkeleriyle ortak üretim imkanı açısından karşılıklı yarara dayalı değerli bir fırsat doğmuş bulunmakta olup savunma sanayii iş gücümüz hem niteliği hem de maliyeti açısından NATO için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.” sözlerini kullandı.

NATO Savunma Yatırım Programı, Askeri Bütçe ve Sivil Bütçesi için 2024 yılında toplam 8 milyar avroluk bir kaynak ayırdığını belirten Görgün, tüm firmalara NATO ihalelerine iştirak üzere kendilerine amaç koymalarını önerdi.

Haluk Görgün, NATO’nun hem uzun vadeli geliştirme programlarına hem de hazır alım ihalelerine firmaların büyük kıymet vermesi gerektiğini vurguladı.

Görgün, başkanlık olarak NATO ihaleleri ve iş imkanları konusunda farkındalığı arttırıcı çalışmalar, ziyaretler, eğitim faaliyetleri ve konferanslar yapmayı planladıklarını lisana getirerek, “Türkiye, NATO’nun en büyük ve saygın bir üyesidir. Kurallara, şartnamelere uygun hazırlayıp teklif sunulan ihalelerde firmalarımızın talihi öbür üyelerle eşit olacaktır.” halinde konuştu.

SIPRI’nin yayınladığı listede, geçen yıl ASELSAN, BAYKAR, TUSAŞ ve ROKETSAN’ın birinci 100 firma içerisinde yer aldığı bilgisini veren Görgün, Türk savunma sanayiinin gelişen teknolojisi ve artan ihracat kapasitesiyle, dünya çapında pek çok ülkenin imreneceği bir düzeye ulaştığını kaydetti.

SON 10 YILDA 185 ÜLKEYE 230 ÇEŞİT ESER İHRAÇ ETTİK

Savunma sanayiindeki ihracatın sürdürülebilirliğinin kesimin geleceği için değer taşıdığının altını çizen Görgün, şöyle konuştu:

“2002 yılında yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatımız yıldan yıla kat be kat arttı. 2022 yılında 4,364 milyar dolar olan savunma ve havacılık sanayii ihracat sayımız 2023 yılında yüzde 27’lik artışla 5,5 milyar dolara ulaştı. Firmalarımız 2023 yılında toplam pahası 10,240 milyar doları aşan kontratlar imzaladı. Savunma sanayiimiz son 10 yılda 185 ülkeye 230 çeşit eser ihraç etti. Bu büyüme Türk savunma sanayii eserlerinin dünya pazarında bir marka haline gelmesinin sonucudur. Türkiye’de kilogram başına ihracat fiyatı ortalamada 1,57 dolar iken, savunma sanayiimiz geçtiğimiz yıla oranla kilogram başına ihracat kıymetini yüzde 14 arttırarak 65 doları aşmış ve ekonomimize ve dolaylı olarak toplumsal refaha yüksek bir katkı sağlamıştır.”

Görgün, bu başarıyı sürdürmek için Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmaya, milletlerarası işbirliklerini güçlendirmeye ve yeni pazarlara açılmaya devam etmeleri gerektiğini, yerli ve ulusal vizyon ile gelecek jenerasyonları teknolojiyi tüketen değil, tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir pozisyona taşıyacaklarına inandığını kaydetti.

GELECEĞE YÖNELİK GAYELERİMİZ BÜYÜK VE VİZYONUMUZ NET

Yapay zeka, robot ve otonom araçlar, ileri gereçler, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve kuantum bilgisayarlar üzere alanlarda kaydedilen gelişmelerin, hem tehditlerin hem de bunlarla savaşma vasıtalarının da durmak bilmeyen bir yarış içinde olacağına işaret ettiğini anlatan Görgün, şunları kaydetti:

“Bu ortam, dinamik stratejik planlara, süratli karar alma sistemine, kararları uygulama iradesine ve kesintisiz finansman imkanlarına olan gereksinimi arttırmıştır. Bu noktada da tabir etmek isterim ki Savunma Sanayii Başkanlığımız da işte tam bu muhtaçlıkları karşılamak için çok büyük bir öngörüyle teşkilatlandırılmış olup günümüzde de en üst düzeyde desteklenmektedir. Geleceğe yönelik amaçlarımız büyük ve vizyonumuz net. Yerli ve ulusal üretim vizyonuyla bizlere liderlik eden ve çalışmalarımızı her daim destekleyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bu vesile ile burada bir sefer daha şükranlarımı arz ediyorum.”

KÜRESEL PAZARDA GÜÇLENECEĞİZ

Görgün, savunma sanayiinde yakalanan muvaffakiyetin sürdürülebilirliği için önlerindeki devir stratejilerinde verimlilik, ihracat, dijital güvenlik ve dönüşüm ile çift kullanımlık öncelikli gayeleri ortasında yer aldığını lisana getirerek, şunları kaydetti:

“Bununla birlikte çığır açan teknolojiler, finansal kaynakların çeşitlendirerek artırılması, insan bedelleri yaklaşımının geliştirilmesi, çevik idare, endüstrimizdeki yeteneklerin KOBİ ve yeni teşebbüsleri destekleyecek halde faal kullanımı ile kaynak idaresi ve ömür evresi idaresi mevzuları da odaklanacağımız başka alanlar ortasında olacak. Savunma sanayiindeki muvaffakiyetler Türkiye’yi savunma ve güvenlik teknolojilerinde milletlerarası bir başkan ve yol gösterici yapma amacımıza hakikat attığımız adımların bir yansımasıdır.

Önümüzdeki periyotta, kendi gereksinimlerimizi en maliyet faal halde çözmeye ve dost ile müttefik ülkelerimizle de işbirliği düzeyimizi azami düzeye çıkarmaya devam edeceğiz. BAYKAR üzere öncü firmalarımızın ve kesimimizdeki öteki tüm paydaşların katkılarıyla memleketler arası başarılarımızı daha da ileriye taşıyacağımıza olan inancım tamdır. Yaptığımız her işte güçlü bir irade ve sürdürülebilir bir ihracat stratejisiyle Türk savunma sanayiinin global pazardaki pozisyonunu daha da güçlendireceğiz.”

patronlardunyasi.com