Pandemi sonrası yatırımcının yolu köylere düştü

2019 yılında başlayan ve dünyayı kısa süre­de tesiri altına alan Covid-19, bütün alışkanlık­larımızı değiştirdi. Yeme iç­meden ulaşıma, tatil anlayı­şından barınmaya kadar he­men çabucak her alanda yeni bir sürece girdik. “Sosyal me­safe” terimiyle tanıştık, evle­rimizi bahçeli ve müstakil ya­pılara taşıdık. Dünya’dan Kerim Ülker’in haberine nazaran, Pandeminin başlattığı toplumsal uzaklık anla­yışına bölgeden bölgeye, ülke­den ülkeye değişen etkenler, zelzele, sel üzere afetler, güven­lik, eğitim üzere etkenler eklen­di ve tabir yerindeyse yaşa­dığımız kentleri kırsala tercih ettik.

Dünyanın çabucak her coğrafyasında yaşanan kırsa­la göç anlayışı, profesyonelle­rin, iş insanlarının, sanatçıla­rın adeta hobisi oldu. Dünya­nın en değerli şirketlerindeki üst idare konumunu terk ederek çiftliklere sığınan ve kentten köye göç edenler şim­dilerin en dikkat çeken ha­berleri. ABD Ulusal Araştır­ma Servisi (USDA) bu hususta yapılmış bir araştırmaya dik­kat çekiyor.

ABD’de kırsal nü­fusu, Temmuz 2020’den Ha­ziran 2022’ye kadar yüzde 2 oranında artmış durumda. Bu sayı, 2010-2016 dönemin­de negatif, 2017-2020 arasın­da ise yüzde 0,5 oranındaydı. Avrupa’da da emsal göç ya­şandı, Türkiye’ye de yansıdı. Örneğin Bodrum-Milas çizgisi başta yazılımcı merkezi hali­ne geldi. Birçoklarının “hayalim” dediği hayat biçimini, ekono­miyle destekleyenlerin de sa­yısı artıyor.

Kendi çiftlikleri­ni kurarak üretim yapanların nüfusu hatırı sayılır seviye­ye gelmiş durumda. Dünya­ca ünlü danışmanlık şirketi Henley& Partners’ın Türkiye Yönetici Ortağı Burak Demi­rel’in hayali ise biraz daha ay­rıştırıcı çeşitten. İsviçreli dev Henley&Partners’ın Türki­ye ünitesini dünyanın en süratli büyüyen ülkesi haline getiren Demirel, hayalini şimdilerde bir yatırımla gerçekleştiriyor.

“ARAZİ ALDIK, ORGANİK YUMURTA ÜRETECEĞİZ”

Milas’ta 10 dönüme yakın bir araziyi alarak sürdürüle­bilir tarım ve hayvancılığı ho­bi haline getiren Demirel köye göç edenler ortasında.

İş dünyasının artık kırsala göç ettiğini lakin ta­rım ve hayvancılık konusunda teknik olarak desteklenmesi gerektiğini lisana getiren Demi­rel, “Milas Belediyesi, tarım ve hayvancılık yatırımı konu­sunda kıymetli bir merkez ha­line geliyor. Burada Nizamoğ­lu Sürdürülebilir Organik Ta­rım ismiyle bir şirket kurduk. Akabinde yatırımımızı hayata geçirmek için adım attık.

Sa­dece ekolojik değil, sürdürü­lebilir organik üretim yapan etraf dostu bir çiftlik kurmak istiyoruz, kendi ailemiz ve dostlarımız için organik besin üretimi yapmayı planlıyoruz. Çiftliklerdeki omurların ka­lıcı ve sürdürülebilir olması için bölgenin lokal ihtiyaçla­rını karşılayacak bir gelir ka­lemi oluşturulması gerekiyor. Bu gaye çerçevesinde ara­zimiz üzerinde organik yu­murta üretimi yapacak olan bir kümes ve hayat alanı ku­racağız” dedi.

AB VE ABD SERTİFİKASYONUNA NAZARAN ÜRETİM

Demirel’in verdiği bilgilere nazaran proje, Ekolojik Tarım Or­ganizasyonu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Çetin Bey ve Viyana Teknik Üniver­sitesi mezunu Yüksek Mimar Gizem Önürmen Çelik danış­manlığında oluşturuluyor. Milas’ın Çamköyü’nde hayata geçecek olan tesiste maksat, kö­yün doğal yapısını bozmayan ve geliştiren bir yapı oluştur­mak. Biyoçeşitliliği artırmak, yenilenebilir kaynakları kul­lanmak.

Projeye teknik açıdan bilgiyle donattıklarını söy­leyen Demirel, “Projemizin denetim sertifikasyonu Fransa merkezli Ecocert Denetim ve Sertifikasyon kuruluşu tara­fından gerçekleştir ve yetiş­tirilecek-üretilecek eserler Türk Organik Tarım Yönet­meliği, Avrupa Birliği ve Ame­rika (NOP) yönetmelikleri­ne nazaran sertifikalandırılacak. Projenin tüm iş planı ve alt­yapısı Minnesota Enstitüsü Sürdürülebilir Tarım akade­misyenleri tarafından hazır­lanmış Sürdürülebilir Çiftlik İşletme Kuruluşu isimli yayın üzerinden yapıldı ve bu yapıtı Türkçe’ye çevirerek başka çift­çi adaylarına sunmak üzere çalışıyoruz” diye konuştu.

KÖYÜN TABİATINI KORUYACAK YATIRIM İSTİYORUZ”

Burak Demirel ile yatırım­la ilgili sohbet ederken sö­ze Çamköy’ün Muhtarı Emin Soydan giriyor. “Buralar 10-15 yıl öncesine nazaran büsbütün tü­tün eken bir yerdi. Lakin bun­dan vazgeçildi ve diğer ürün­ler üretiliyor” diyen Soydan, 400’ün üzerinde hane olan köyümüze kentten bilhassa İstanbul ve yurtdışından gel­mek isteyenler hatta gelenler oldu. Bizler köyümüzün do­ğal yapısını koruyacak, buraya katkı sağlayacak, köylümüze iş ve eğitim imkânı verecek ki­şileri bekliyoruz. Gençlerimiz havalimanı, turizm merkezi Bodrum ve Yatağan’daki sant­ralde çalışmaya gidiyordu. Bu tıp projelerle geri dönüş ola­caktır, iş imkânı da oluşacak­tır” dedi.

patronlardunyasi.com