İSO, Tarım Bakanı Yumaklı’yı konuk ettiği Mayıs Meclisi’nde ‘Türkiye’nin Su Raporu’nu açıkladı

‘İSO İklim Değişikliği ve Su İdaresi: Sanayi Bölümü Raporu’nun lansmanının da yapıldığı toplantıda konuşan İSO Yönetim Kurulu Lideri Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin en kıymetli kaynağı olarak görülmesi gereken ziraî kaynakların yeteri kadar gerçek kullanılmadığına vurgu yaptı. Türkiye’nin, tarımla ve hayvancılıkla ilgili çok daha inanç veren bir bilgi setine gereksinim duyduğunu belirten Bahçıvan, “Bilim ve teknolojiyle buluşmayan tarımla yol yürümemiz sıkıntı.” dedi. Hazırlanan rapor ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bahçıvan, “Verimliliği artırabilmek için Türkiye’de suyun bol olduğu yerlerden suyu az olan yerlere, ‘su otoyolları’ diyebileceğimiz kanallar oluşturabilmeliyiz. Gelecek ismine yapacağımız en değerli yatırımlar bunlar olmalı.” diye konuştu.

Organize Tarım Bölgeleriyle hem teknoloji hem de inovasyonu kullanarak verimli ziraî üretim alanları oluşturduklarını söz eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da, “41 vilayette 60 organize tarım bölgesi projemizin hayata geçmesi için büyük uğraş harcıyoruz. Su ve sulama alanında 2,4 trilyon lira kaynak aktararak 10 binden fazla projeye imza attık. İnşallah yeni üretim dönemiyle birlikte planlı üretime geçmiş olacağız.” dedi. Kontratlı ziraî üretim noktasında da endüstricilerden takviye beklediklerini kaydeden Bakan Yumaklı, “Bu noktada endüstricilerden en kıymetli beklentimiz kontratlı üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Kontratlı ziraî üretimin, hem üretici açısından hem de endüstrici açısından birçok yararı var.” dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Mayıs ayı olağan toplantısı ‘Vizyoner Bir Bakışla Tarım ile Sanayi Ortasındaki Entegrasyonu Artırarak; Ziraî Endüstrinin, Ekonomimize Daha Tesirli ve Verimli Katkı Yapmasını Değerlendirmek’ ana gündemi ile düzenlendi. İSO Yönetim Kurulu Lideri Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da katılarak görüşlerini paylaştı. Toplantıda İSO tarafından hazırlanan ‘İSO İklim Değişikliği ve Su İdaresi: Sanayi Dalı Raporu’nun da lansmanı yapıldı.

TARIMSAL KAYNAKLARIMIZI YANLIŞSIZ KULLANMIYORUZ
Tarım ve sanayi kesimlerinin birbirlerini tamamladığını, iki bölüm ortasında daha fazla entegrasyon sağlamanın, milletin refahını artırmak açısından çok değerli olduğunu kaydeden Erdal Bahçıvan, “Son birkaç yıldır hayatımıza tekrar giren yüksek enflasyonla büyük bir çaba içindeyiz. Ne yazık ki toplum, enflasyonun yol açtığı hayat pahalılığının en değerli nedeni olarak; ziraî eserlerdeki fiyat artışını görüyor. Tarım herkesin hayatına dokunuyor. Bu da gösteriyor ki hiçbir toplumun tarımı dışarıda bırakarak yahut tarımı az önemseyerek bir hayat sürmesi mümkün değil. Bu çerçeveden baktığımızda kaynakları bu kadar güçlü ve çeşitli olan ülkemizin yıllardan beri ziraî eser ve besin enflasyonunu çözememesi sahiden kabul edilemez. Bu, toplum olarak yaşamamız gereken bir mukadderat değil. Yani ülke olarak, dünyada birçok mevzuda dudak uçuklatan başarılara imza atmışken bunu çözemiyor olmamızı, bahtımız olarak göremeyiz ve de görmemeliyiz. Biz, bu alanda yaşadığımız meselelerin tahlili noktasında, maalesef tarımın bilimsel yaklaşımlarla buluşmasında yeteri kadar tesirli hareket edemiyoruz. Ülkemizin en değerli kaynağı olarak görmemiz gereken ziraî kaynaklarımızı yeteri kadar hakikat kullanmıyoruz.” dedi.

DENİZ VE DEMİR YOLLARINI GÜNDEME ALMALIYIZ
Türkiye’nin, artık tarımla ilgili; hayvan varlığından ekilen yere ve çıkan esere kadar tüm noktalarında çok daha inanç veren bir bilgi setini oluşturması gerektiğinin altını çizen Erdal Bahçıvan, “Çünkü verimlilik yolundaki birinci ve en kıymetli adım budur. Güçlü bir data kaynağını, sağlıklı ölçülebilir bir bilgi setini oluşturamamaktan ötürü ne yazık ki problemlere teşhis koymak da, sağlıklı tahlil bulmak da ve dahası gelecek planı oluşturmak da çok kolay olmuyor. Bu süreci lakin ölçerek bilimle, teknolojiyle buluşturmalıyız. Zira bugün ekimle hasat ortasında geçen müddette; buğdayından fındığına, ayçiçeğinden çayına ve meyve-sebzesine kadar önemli randıman kayıplarının yaşandığını biliyoruz. Bunu fakat gerçek ilaçlama, gerçek gübreleme, hakikat sulama üzere eserin ekilmesinden sonraki periyodu çok çok güzel kıymetlendirerek ve teknolojiyi kullanarak giderebiliriz. Üretilen eserleri tüketicilere süratli, sağlıklı ve en verimli biçimde ulaştırmaya gelince de, kaynaklarımızı gerçek kullandığımızı söyleyemeyiz. Karasal ulaşımın alt yapısında son yıllarda çok büyük iyileştirmeler yapılmış olsa da üç tarafımızı çeviren denizlerimizi ve demiryollarımızı bu iş için neredeyse hiç kullanmadığımızı görüyoruz. Halbuki tarım eserlerinin daha sağlıklı, daha hijyenik, daha az fireli, daha ucuz, daha verimli taşınması için deniz ve demiryolu lojistiğinin de kesinlikle Türkiye’nin gündemine girmesini çok değerli görüyoruz.” tabirlerini kullandı.

EN DEĞERLİ ALT YAPI ÇALIŞMALARI SU ALANINDA OLMALI

İSO için İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan ‘İklim Değişikliği ve Su İdaresi: Sanayi Bölümü Raporu’, hakkında da değerlendirmelerde bulunan Erdal Bahçıvan, “Rapor, içerdiği akademik bilginin yanı sıra ilgili tüm paydaşlarımızdan gelen bilgi ve görüşleri de içerecek formda bütüncül bir yaklaşımla hayata geçirildi. Bu raporu yalnızca endüstrinin muhakkak dallarını etkilemesiyle ilişkili hazırlanmış bir rapor olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu değerli araştırma, toplumsal hayatımızda gelecek yıllarda oluşabilecek olan riskleri ve tehditleri nasıl çözebileceğimize dönük olarak hazırlanan bir rapor olarak değerlendirilmelidir. Şu bir gerçek ki Türkiye’nin su kaynakları önümüzdeki devirlerde ziraî üretimdeki gücümüzü en hakikat, en isabetli biçimde kullanabilmek ismine bizim için büyük bir paha arz ediyor. Verimliliği artırabilmek için Türkiye’de suyun bol olduğu yerlerden suyu az olan yerlere, ‘su otoyolları’ diyebileceğimiz kanallar oluşturabilmeliyiz. Karayollarıydı, barajlardı, havalimanlarıydı… Kıymetli ölçüde tamamlamakla övündüğümüz bu altyapı yatırımlarından sonra Türkiye’nin önümüzdeki devir tahminen de yapması gereken en değerli altyapı çalışmaları bu istikamette olmalıdır. Suyun bol olduğu yerlerden suya muhtaçlık duyulan yerlere ziraî üretim için gelecek ismine yapacağımız en değerli yatırımlar bunlar olmalı.”

2,4 TRİLYON TL KAYNAK AKTARDIK

İSO’da yaptığı konuşmada tarım ve hayvancılık alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Organize Tarım Bölgeleriyle hem teknoloji hem de inovasyonu kullanarak verimli ziraî üretim alanları oluşturuyoruz. 41 vilayette 60 organize tarım bölgesi projemizin hayata geçmesi için büyük gayret harcıyoruz. Su ve sulama alanında 2,4 trilyon lira kaynak aktararak 10 binden fazla projeye imza attık. İnşallah yeni üretim dönemiyle birlikte planlı üretime geçmiş olacağız. Bu süreci sağlam bir biçimde alana aktarmak için kesimin her bir kesiminin bu bahse dayanak vermesi büyük değer taşıyor. Bu noktada endüstricilerden en değerli beklentimiz kontratlı üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Kontratlı ziraî üretimin, hem üretici açısından hem de endüstrici açısından birçok yararı var. Sanayi kesiminin gereksinim duyduğu kaliteli ham hususun, fiyat dalgalanmalarından korunarak temin edilmesini sağlıyor. Öteki taraftan da çiftçimiz gelir garantili üretim yapıyor. Bu sayede ziraî üretim yapılırken, optimum girdi ile azamî randıman sağlamış oluyoruz. Kontratlı üretimin ülke geneline yayılması için sanayicilerin vereceği takviye çok değerli. Kontratlı üretimi yaygınlaştırmak için, bu kapsamda üretim yapan çiftçilerimize kullandıkları ziraî kredilerde yüzde 15 ek faiz indirimi sağlıyoruz. Böylelikle gerekli öteki şartları da sağlayan üreticilerimiz kredilerinde yüzde 100 faiz indirimine erişebiliyor.” dedi.

HAZIRLANAN RAPOR KIYMETLİ BİR ADIM

Bütün paydaşları su için ortak telaşta ve katkıda buluşmaya davet ettikleri Su Verimliliği Seferberliği çalışmalarının da sürdüğünü lisana getiren Bakan Yumaklı, “Bu kapsamda, kentsel, ziraî, endüstriyel ve ferdî su verimliliği için amaçlarımız doğrultusunda öncelikli aksiyonları geliştirdik. Sizlerle iş birliği içerisinde su verimliliği önlemlerinin uygulanmasıyla, endüstride yüzde 50’ye varan oranlarda su kazanımı sağlanmasını hedefliyoruz. İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan, iklime hassas su ve atıksu idaremi ele alan, endüstriyel atık suların geri kazanımına özel vurgu yapılan Su Raporunun bu süreçte kıymetli bir adım olduğuna inanıyorum. Sanayi kaynaklı su geriliminin kıymetli ölçüde hafifletecek olan tekliflerin kurumlarımızın ortak katkısı ve iş birliğiyle önümüzdeki devirde bir takvim dâhilinde hayata geçirilmesi için bu toplantının bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

ATIK SULAR ARITILIP YİNE KULLANILMALI

Hazırlanan ‘İklim Değişikliği ve Su İdaresi: Sanayi Dalı Raporu’na nazaran Türkiye’de su kullanımının sektörel dağılımı şu halde gerçekleşti: Yüzde 77’si ziraî sulama, yüzde 12’si içme ve kullanma suyu, yüzde 11’i sanayi muhtaçlıkları. Oluşan su talebinin azaltılması için de tekliflerin yer aldığı raporda, ortalama kişi başına kentsel atıksu üretiminin ~200 L/kişi/gün olduğu Türkiye’de, endüstriyel su muhtaçlığı için kentsel atıksu kullanımının yüksek bir potansiyeli bulunduğu söz edildi.

Hazırlanan raporda, sanayi üretim süreçlerinde su tasarrufu prosedürlerinin aktifleştirilmesi için de teklifler sunuldu:

– Güç tesislerinde ve istasyonlarında daha tesirli soğutma sistemlerinin kullanılması.
– Yaz aylarındaki kuraklıklara karşı tedbir olarak güç santrallerinin soğutma sistemleri
için acil su ilişkilerinin kurulması.
– Çok yağışlara karşı müdafaa ve yağmur suyunun daha güzel uzaklaştırılmasını sağlamak gayesiyle, üretim tesislerinde yağmursuyu sistemlerinin geliştirilmesi.
– Tesis içi su idaresi, atık suyun arıtılarak yine kullanılması, kullanılabilir durumda olan çözünmüş elementlerin ayrıştırılması.
– Tesislerin çok yağış ve taşkınlara karşı korunmasının sağlanması.
– Farklı iklim değişikliği senaryolarının su kaynaklarına ve hava soğutmalı sistemlere bağlı güç üretim tesisleri üzerindeki tesirlerinin kıymetlendirilmesi.
– Suyu biriktiren ve atıksu oluşturmayan proseslerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu sayede suya daha az bağımlı olan kimya, kâğıt ve dokuma sanayilerinin geliştirilmesi.

patronlardunyasi.com