AXA Türkiye CEO’su Ölken: Türkiye’de çok büyük bir sigorta fırsatı var

AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken AXA’nın Türkiye’de 200 milyon euro’yu aşan bir yatırımı olduğunu söyledi.

AXA Global’in 51 ülkede faaliyet gösteren büyük bir sigorta tertibi olduğunu ve hayat dışı, sıhhat, elementer alanlarının yanında bilhassa emeklilik fonlarını da yöneten bir tertip olduğunu belirten Ölken “Biz AXA Türkiye olarak 17 milletlerarası ülkenin bulunduğu bir pazar bölgesindeyiz. Bu 17 ülke Latin Amerika’dan başlıyor Asya’ya kadar giden, Afrika’nın da içinde bulunduğu bir kısım. 102 milyar euro cirosu olan ve 7 milyar euronun üzerinde vergi sonrası kâr üreten bir küme.

AXA Türkiye’nin gösterdiği performans, Türkiye’deki sigorta potansiyeli, gelişim fırsatları hasebiyle biz 2023’ü Türkiye’de yatırımla kapattık. 200 milyon euro’yu aşan bir yatırımı var AXA’nın Türkiye’de. Bir şirket satın alması var, Groupama sigortayı satın aldık. Bizim ödenmiş sermayemiz 1.7 milyardan 5.7 milyara yükseldi. Bunun bir kısmı nakit olarak kümeden gelirken bir kısmı da yedek akçelerin kar hissesi dağıtılmak yerine sermaye artırımıyla oluştu. Bu da bize çok güvenildiğini gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de çok büyük bir sigorta fırsatı olduğunu kaydeden Ölken “Türkiye’de 4 milyon KOBİ var ve yalnızca 1 milyonunda sigorta var. Büyük sanayi kuruluşlarının %95’i sigortalı, orada bir sorun yok. Her üç araçtan yalnızca 1 adedinde kasko var, konutların yalnızca %50’sinde sarsıntı mecburî sigortası var. Bütün sigorta kollarında tıpkı biçimde büyümeyi hedefliyoruz. Sıhhat sigortaları biraz daha ön planda zira kamunun üstünde büyük bir yük var ve toplam sıhhat harcamalarının %20’si hala vatandaş kendi cebinden yapıyor. Ticari ve kurumsal sigortalarda değerli bir alan burada ülkenin iktisadını, ihracatını ve gelişimini düşünürseniz burada daha çok emek harcayıp süratli kazanımlar elde edebiliriz.” diye konuştu.

Depreme karşı sigorta oranlarının düşük olduğunu belirten Ölken “Maraş sarsıntılarında 100 milyar doların üzerinde bir kayıp var. Sigorta dalı 6.5 milyar dolarlık tazminat ödedi hem DASK kurumu, hem de sigorta kesimi. Fakat gelişmiş ülkelere bakarsak Amerika, Japonya üzere buralarda bölüm zelzele ziyanının %30’unu karşılıyor. Şayet Türkiye’de bu sigortacılık oranları 3 misli daha uygun olsaydı devletin cebinden 25 milyar dolar az çıkacaktı ve biz bu ziyanı yurtdışındaki yatırımcılardan reasürans marifetiyle Türkiye’ye getirecektik. Yani daha fazla yatırım yapmamız lazım. Zelzeleye karşı sigorta oranları düşük.” sözünü kullandı.

Türkiye’de BES oranlarına dair Ölken şunları kaydetti; “Bir defa bulunduğumuz noktayı başarısızlık olarak kabul etmemek lazım. Bugün 16 milyon kontrat demek hiç azımsanacak bir şey değil. Bugün 800 milyar liralık fonları konuşuyoruz yatırım olarak ferdî emeklilik sisteminde duruyor. Devlet katkısı %30’a çıktı, 18 yaş altında çocuklar için yatırım ve tasarruf gayeli fon ve mukavele satın alabiliyorsunuz. Ben bu alanda kesimin en az Avrupalı ülkeler kadar başarılı geçirdiğini düşünüyorum. Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik dertlerle tasarruf ve katkı hisselerinin azaldığını ve vatandaşın buradaki tasarruflarını kıymetlendirmek istediğini daima duyduk. Bunun içinde düzenlemeler oldu işte evlenenlere yahut mesken alanlara çekme hakkı geldi, burada cayma hakkı veriyor sistem ve sorun da %70’i cayıyor. Biz bunun tamamlayıcı emekliliğe dönmesi istiyoruz bunu Devlet de istiyor. Tasarruf şuuru topluma yayıldıkça fonlar da büyüyecek.”

Sektörde Artan Primlere ait ise Ölken “Özellikle kasko ve sıhhatte maliyetler üst çıkıyor en aşağı %100 arttı ancak frekans da arttı, kullanım sıklığı ve hasar görme sıklığı da arttı. Bu türlü olunca risk primleri de üst yükseldi. Primler son iki senede çok arttı lakin 2024’e geçişte %100 artışlar artık yok. Bir platoya ulaştık ve maliyetlerin normalize olmasıyla da artık daha makul ortalamaları görmeye başladık. 5 ay sonra %40-50 artışları göreceğiz. Şunu da unutmayalım 4 defa taban fiyat arttı, hasebiyle hepsinin tazminata tesiri var.” formunda konuştu.